Tevhid, İslam’ın en temel inanç esasıdır ve Allah’ın (c.c.) bir ve tek olduğuna inanmayı ifade eder. "Lâ ilâhe illallah" (Allah’tan başka ilah yoktur) ifadesi, tevhid inancının en özlü ifadesidir ve İslam’ın temel direğidir. Tevhid inancı, Allah’ın zatında, sıfatlarında ve fiillerinde hiçbir ortağı olmadığını kabul etmeyi içerir.
Kur’an-ı Kerim’de tevhid inancına büyük vurgu yapılmış ve Allah’ın birliği birçok ayette vurgulanmıştır:
"De ki: O Allah birdir. Allah Sameddir. O doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. Ve hiçbir şey O’na denk değildir." (İhlas, 112/1-4)
Bu ayet, Allah’ın zatında bir ve tek olduğunu, doğmamış ve doğurmamış olduğunu ve hiçbir varlığın O’na denk olmadığını açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Tevhid inancı üç temel başlık altında incelenir:
Tevhid-i Uluhiyet, yalnızca Allah’a ibadet etmeyi ve O’ndan başka hiçbir varlığa kulluk etmemeyi ifade eder. Kur’an’da bu konuda şu ayet yer almaktadır:
"Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin ki, korunmuş olasınız." (Bakara, 2/21)
Bu inanç, Allah’tan başka hiçbir ilahın olmadığını, hiçbir varlığın O’nun yetkisine ortak olmadığını ve tüm ibadetlerin yalnızca Allah’a yapılması gerektiğini belirtir.
Tevhid-i Rububiyet, Allah’ın kainatın yegâne yaratıcısı, yöneticisi ve hâkimi olduğuna inanmayı ifade eder. Allah (c.c.), her şeyi yoktan var etmiş, her şeye düzen vermiş ve tüm yaratılmışları idare etmektedir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:
"Gökleri ve yeri yaratan Allah’tır. Gökten su indirip onunla size rızık olarak meyveler çıkaran O’dur. Emri olmadan hiçbir yaprak düşmez." (En’am, 6/95)
Bu inanç, Allah’ın mutlak hâkimiyet sahibi olduğunu ve her şeyin O’nun kontrolünde olduğunu gösterir.
Tevhid-i Esma ve Sıfat, Allah’ın isim ve sıfatlarının O’na özgü olduğunu ve hiçbir varlığın O’na benzemediğini ifade eder. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır:
"En güzel isimler Allah’ındır. O halde O’na o güzel isimlerle dua edin." (Araf, 7/180)
Bu inanç, Allah’ın sıfatlarının yaratılmışlara benzemediğini ve O’nun sıfatlarının mutlak olduğunu kabul etmeyi gerektirir.
İslam’da tevhid inancı, Müslümanın hayatını şekillendiren en temel prensiptir. Bu inancın önemi şu şekilde özetlenebilir:
Tevhid inancının en büyük zıttı şirktir. Şirk, Allah’a ortak koşmak anlamına gelir ve İslam’da en büyük günahlardan biridir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır:
"Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz; bundan başkasını ise dilediği kimse için bağışlar." (Nisa, 4/48)
Şirk, çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir:
Müslümanlar, imanlarını korumak için şirke düşmekten sakınmalı ve yalnızca Allah’a yönelmelidir.
Tevhid inancı, İslam’ın en temel prensibi olup, Allah’ın birliğini, eşsizliğini ve mutlak hâkimiyetini kabul etmeyi içerir. Müslümanlar, bu inancı içselleştirerek yaşamlarını yalnızca Allah’ın rızasına uygun bir şekilde düzenlemeli, ibadetlerinde, dualarında ve ahlaki tutumlarında bu bilinci taşımaya gayret etmelidirler.
Tevhid, İslam’ın temel inancı olup, Allah’ı birlemek ve O’na hiçbir varlığı ortak koşmamaktır. İmanın temelini oluşturur ve kişinin hem dünya hem de ahiret hayatını şekillendirir.
Hayır, tevhid olmadan iman geçerli olmaz. İslam’ın ilk şartı "Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah" sözüdür. Tevhidi kabul etmeyen bir kimse Müslüman olamaz.
Şirk, Allah’a ortak koşmaktır ve İslam’da en büyük günah olarak kabul edilir. Allah, şirki affetmeyeceğini Kur’an-ı Kerim’de açıkça bildirmiştir.
Tevhid inancı, insanın yalnızca Allah’a yönelmesini sağlar, ibadetlerinde samimiyet oluşturur ve ahlaki değerlerini güçlendirir. Ayrıca korku ve ümitsizlikten uzak durmasına yardımcı olur.
Tevhid inancı, İslam’ın özüdür ve Müslümanın hayatını şekillendiren en önemli inançtır. Allah’ın bir ve tek olduğuna inanmak, tüm ibadetleri O’na yönlendirmek ve hayatı bu inanç doğrultusunda yaşamak, her Müslümanın en büyük görevidir.